Ani ateş basmaları, aşırı terleme, regl düzeninde meydana gelen değişimler, çarpıntı ya da üşüme… Ülkemizde sıklıkla 45-55 yaş arası kadınların yakındığı tüm bu şikayetler, menopozun ilk belirtileri arasında yer alıyor. Menopoz tıbbi olarak önlenemese de yaşam tarzında yapılacak önemli değişikliklerle geciktirilebilir.
Son regl kanaması menopoz olarak kabul edilir. Bir kadının kesin olarak menopoza girdiğini söyleyebilmek için 12 ay kesintisiz regl olmaması gerekmektedir. Menopoz ilk belirtilerini, 40 yaş sonrası, yaklaşık 55 yaşa kadar geçen süre içerisinde görülen regl düzensizlikleri ile gösterir. Ardından regl kanaması tamamen biter. 40 yaş öncesi gerçekleşen menopoz ise, prematür over yani halk arasında yaygın bilinen adıyla erken menopoz olarak adlandırılır.
Menopoz belirtileri arasında ilk sırayı regl düzeninde meydana gelen değişimler alır. Menopozda genellikle 45 yaş itibariyle kanamanın tamamen kesilmesinden 1-2 yıl önce regl düzeninde değişiklikler olur. Kanama, seyrek yani 1,5-2 ay aralıklarla görülebildiği gibi 15 gün gibi kısa sürelerde de tekrar edebilir. Menopozda ise kanama tamamen kesilir. Menopoz belirtilerine bakıldığında kadınların önemli bir kısmında sıcak basması, terleme, çarpıntı görülür ve bu belirtilerin şiddeti giderek artar.
Ateş basması, menopozda en şikayet edilen belirtilerden biridir. Yüzde, boyunda, kollarda, ellerde ve bazen de vücudun üst yarısında aniden yanma, terleme, kızarma ve sıcaklık hissi şeklinde görülür. Genellikle 3-5 dakika sürer ve geçer. Geceleri uykudan uyandıracak şekilde ateş basması uyku düzenini bozabilir. Günde birkaç sefer sık olabildiği gibi haftada birkaç kere de yaşanabilir. Bazı kadınlar ise menopoz belirtilerini hiç yaşamadan atlatabilirler. Menopozda görülen diğer belirtiler ise şu şekilde sıralanabilir:
Erken menopoz yani prematür over yetmezliği, gerçek menopozdan biraz farklıdır. Beklenen yaşta menopoza giren bir kadının doğurganlığı tamamen son bulur. Ancak prematür over yetmezliği yumurta hücrelerinin tükenmesi nedeniyle oluştuğu için kadının kendiliğinden ya da bazı kısırlık tedavileri ile hamile kalma şansı oldukça düşük olmakla birlikte doğurganlığı tamamen sona erer. Bu kadınlarda gebelik sağlanabilmesi için eğer altta yatan bir neden tespit edilmişse öncelikle onun tedavisi yapılmalıdır. Son olarak donör oosit (yumurta bağışı) ile tüp bebek yöntemi hakkında bilgi verilmelidir.
Menopoz, kadının yaş alması ile gelişen kaçınılmaz bir durumdur. Menopoz belirtilerinin birçoğu zamanla geçecektir. Menopozu önlemenin ya da durdurmanın tıbbi olarak bir yolu yoktur ancak her kadın kendi vücut saatine göre bunu geciktirebilir. Erken yaşta menopoza girmemek için öncelikle sağlıklı bir yaşam sürmek gerekmektedir. Bunun için; sağlıksız üretilen hazır gıdalardan mümkün olduğunca uzak durulmalı, trans yağ tüketilmemeli, sebze-meyve ağırlıklı beslenilmeli, alkolden uzak durulmalı, düzenli ve tek eşli bir cinsel hayat sürülmeli, stressiz bir yaşam tercih edilmeli, spor yapılmalı ve sigara içilmemelidir. Kadın vücudunun östrojen hormonunu salgılama yeteneğini azaltan sigara, yumurtalıkların kendi doğal zamanından önce fonksiyonlarının tükenmesine ve sonuç olarak daha erken yaşta menopoza girilmesine neden olur.
Menopozda, östrojen hormonu eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan şiddetli ateş basmaları, hormon replasman tedavisi (HRT) ile etkili bir şekilde giderilebilir. Günümüzde şikayeti olmayan kadınlara rutin hormon tedavisi genellikle önerilmemektedir. Hormon replasman tedavisinde çoğu durumda östrojen ve progesteron hormonları birlikte verilmektedir. Tedaviye progesteron hormonu eklenmesinin amacı östrojen hormon tedavisinin tek başına verilmesi durumunda artan rahim kanseri riskinin bertaraf edilmesidir. HRT planlandığında; kapsamlı bir jinekolojik muayene, pap-smear, organların işlevlerinin iyi olduğunu gösteren çeşitli kan ve idrar incelemeleri, mamografi ve meme ultrasonografisi mutlaka yapılmalı, mümkün olan durumlarda kemik yoğunluğu ölçümü de bunlara eklenmelidir.